5 Aralık 2013 Perşembe

Seyirlik Kore Film Tavsiyeleri

Herkesin okulu tatile mi girdi ne kore film tavsiye istekleri tavan yaptı durduk yere:D Ben de toplu olarak arşivimdeki bazı eski filmleri ekliyorum buraya ve şu açıklamayı yapıyorum; Benim Kore'de bir süre yaşamış olmam tamamen tesadüf ve kader. Oysa ben Japon kültürünü, japon film ve müziklerini, animelerini, eski çin tarihini, hong kong aksiyon filmlerini Kore kültüründen daha çok seven birisiyim. 2013'den bu yana bir tane bile kore filmi izlemedim. En son secret garden ve big isimli dizilere baktım daha da bakmadım. Benim için Winter Sonata, Coffee Prince, I'm Sorry I Love You, Full House dizileri yetti, bunlardan daha güzel dizilerde yapılamaz zaten yenilerini izlemeye gerek yok :P işte arşivimde sakladığım birkaç film tavsiyesi, daha da başka film izlemedim malesef ki;

-100 Days with Mr. Arrogant (2004): Şu kadarını söyliyeyim; bir kola kutusu nelere kadirmiş :) babasının şekerci olma ihtimali baya yüksek olan mimikleri pek tatlı kızımız yanlışlıkla zengin bir çocuğun arabasına zarar verir. zengin çocuk hasarı ödemesini ister, kız ödeyemeyeceğini söylediğinde, karşılık olarak 100 günlüğüne kölesi olmasını ister. Çok keyifli ve eğlenceli bir filmdi.

-My Little Bride (2004): Bu film çok tatlı sevimli birşeydi yaa. Şimdi ilk çocuğun havaalanına geliş sahnesi gözümde canlandı da:D Minik özetle aile büyüklerinin zorlaması ile liseli bir kızın üniversiteli yaşca büyük bir çocukla evlenmesini konu alıyor. Ev içerisinde evcilik oynayan bu çift dışarıda birbirlerinden bağımsız hareket edeceklerdir. Tabi birbirlerine alışana kadar....

-Classic (2003): Sulugözler için birebir bir film. Yine bir üniversite ögrencisi; annesinin yıllar önce sevgilisine gönderdiği mektupları ve günlüğünü bulur. Annesinin hatiıralarından çok etkilenir; yıllar önce annesinin hissettiklerini o da hissetmektedir; ve geçmişin yansıtılmış ayrıntıları ve rastlantıları tek tek karşısına çıkmaya başlamiştır. Bu filmdeki yağmurlu Kore köyü çekimleri bir harika. Me To You, You To Me isimli film müziği uzunca zaman telefonumda zil sesi olarak bulunmuştu. O uzun boylu çocuğa da helal olsun be ne güzel kabullendi durumu ama :) Ölmeden önce izlenmeli.

-Failan (2001): Bana deseler ki bir Kore filmi seç ve o film hakkında 100 sayfa yazı yaz diye bu kesinlikle Failan olurdu. Bu filmi ilk izlediğim anı hatırlıyorum istanbul da üniversite okurken teyzemlerde kalıyordum. Bir akşam eve bir geldim kimse yok. E dedim bir film indirip izleyelim veeee açıkcası ben güzel filmleri severim, hep de güzel filmler izlemek isterim. Bu film uzun zamandır gözüme çarpmıştı ama nedense beni cezp etmemişti. Sanırım bir kaç kere çekip aradan görüntülere bakıp sonrada sildim bu filmi. Son bir şans konusunu bir yerlerde görüp izlemek için çekeli de hayli olmuştu. Olta atmıştım denize belki güzel bir balık çıkar diye..Filmin tam tamına ilk 37 dakikası boyunca da inanın kendimi zor zapt ettim filmi kapatmamak için. Sabrın sonu selametmiş. İlk 37 dakika pis mi pis, bırakın çevresine kendine hayrı olmayan bir adamın günlük yaşantısını izliyoruz. Sonra ise ben sevdim bu filmi. İlk düşüncem olan sığ ve sıkıcı fikrini ise çoktan unuttum gitti..... Hala aklımda filmden sahnelerle sizlere bu yazıyı yazıyorum...... Filmin sonuna geldiğimde o kadar şaşırdım ki, filmin içine o kadar girmişim ki gözümde yaşlarla, burnumun direkleri sızlayarak ekrana öylece dalıvermişim. Lafa başlarken ben güzel filmleri severim demiştim ya... Bu filmde görebileceğiniz tek güzel şey Failan, o güzel kız. Failan'ın nasıl yüzü güzelse, mahzunsa, içi de işte aynen öyle. Küçücük, sebatkâr bir kız. Bu kız dilini bilmediği bir ülkeye, Kore'ye adım attığında siyah beyaz bir ekranda onunla birlikte vize araştırmasından geçerken, onunla birlikte çekingence, ürkekçe filme dalıyoruz. Failan'la Kore'ye ayak basıyoruz. O da Kore'ce bilmiyor bizlerde...... Yabancı bir ülkede kimsesi olmadan yapayalnız, siyah beyaz bir dünyanın içindeyiz.Sanmayın ki o ilk yarım saat gereksiz, can sıkıcı. O bize dar gelen sahnelerin bir anlamı olacak ama nefesinizi tutarda sonuna kadar dayanırsanız. Özellikle mektup ve şarkı sekanslarında ağlayacağınızı taahhüt ederek bu yazıyı bitireyim. Bu kadar güzel bir filmi izlememek çok büyük bir kayıp..Filmin başındaki birçok değer yargısını yitirmiş ve hayattan çokta bir bekletnisi olmayan günü birlik yaşayan o adam. Kang-jea'ya film boyunca insan biraz kızmadan geçemiyor. İki kahraman içinde üzüldüm ama Failan için olan üzüntüm daha bir başka. Yaşadığı kötü hayat, bilmediği bir ülkede yabancı olması, yüzünü birkez bile görmek istemeyen para için onunla evlenen kocasını dair beslediği ümitler. Film son kısmına gelirken Kang-jea'nın hala gözümün önünden gitmeyen halleri. Ahh ahh ben bu filmi birgün tekrar izlicem ama yalnız değil...

-Last Present (2008): İşte kardeşimle benim en sevdiğimiz ortak dram filmimiz. Çok güzel bir filmdi bu yaa. Şimdi filmdeki herifin karısı ölüyo ve bu işlediği bir suçtan sonra hapse girip çıkıyo. Hapisten sonra polis olan arkadaşının evinde kalmaya başlıyor. Karısının ölmesi, hapis hayatı falan adamı hayatı siklemez yapmış. Taaaki o evdeki küçük kızın kendi kızı olduğunu öğrendiği ana kadar. Bir insan nasıl değişir 360 derece. O havuç yeme sahnesi favorimiz...

-Be with You (Ima, ai ni yukimasu) (2004): Bir Japon filmi ama ne japon filmi bee. Eski bir japon şairin deyimiyle ''kabzası güzellik ve zarafetle işlenmiş, çifte su verilmiş bıçağı sevgi ve sevecenlikle bileylenmiş bir hançerin kalbine saplanmasıyla son bulan'' film benim için ''BE WITH YOU'' dur.. Erkanşii olarak; Be with You beni etkileyen birçok film olmasına rağmen uzakdoğu filmlerinden seçmek zor olduğu için tercihimi bu filmden yana kullanıyorum. Bir çok açıdan etkiledi. sırasıyla dersek bunlar nedir diye; iyi bir senaryo, iyi oyunculuk, kalabalık olmayan az öz kadrosu, kurgudaki başarı, görsel bir şölen görüntüler ve flashbackleri şimdiye kadar gördüklerimin en iyisi, vs. vs. sırala sırala bitmeyecek her açıdan notunu hak eden bir ailecek izlenebilecek duygusal, romantik, fantastik bir film. Filmin tek kötü yanı bitior olması:P

-Too Beautiful to Lie (2004): Kardeşimle defalarca izleyip bayıldığımız Kore filmi işte bu:D Filmdeki kız için yalan söylemek tam bir sanattır. Genç kız, hiçbir vicdanî rahatsızlık duymadan, hatta konser biletleri satışa çıktığı ilk günden tükenen bir ses sanatçısının gururuyla yalan söylemekte; bu husustaki maharetini de kendisi gibi suçlulara ballandıra ballandıra anlatmakta, bir de üstüne işin püf noktaları hakkında onları bilgilendirmektedir. He işte bu yalan makinesi kızın bazı yalanları bir adamın başına iş açacaktır:D ailece mi izlersiniz yoksa oturur kendiniz mi izlerseniz bilmem ama oturun izleyin. Dur canım çekti yazı bitince izleeyim ben de:D

-Ditto (2000): Aaa bu çok özel bir film ya. Ama senaryo olarak 2-3 tane benzer film sayabilirim ama spoiler olmasın. O buluşma sahnesinde hani çocuk buluşma yerine geliyor ya. orada oha yaa nasıl olur falan olmuştum :D

-Cheung Gong 7 hou (2008): Meşhur CJ7 filmimiz:D Bir Hong Kong yapımı ailece izlenecek şirin mi şirin bir film ama siz bakmayın şirin dediğime filmin bir kısmı üzmüştü beni Allah'tan güzel toparladılar:D izlenesi...

-BaBo (2008): Bu filmde kardeşimin en çok sevdiği Kore filmi:D Üniversitede geçen yıllarından sonra başroldeki kız mahallesine dönmeye karar verir ve hemen yolda bir deli herifle karşılaşır. Bu deli adamla ilişkileri, yırtık ayakkabı muhabbeti, tost satma sahnesi falan belki kardeşime katılmamak elde değil dedirten sahnelerdi.

-A Millionaire's First Love (2006): Aha ben bu film ile kız tavlamıştım lan:S Üniversitedeki bir kıza bırak sinemayı gel sen bana ben sana bir Kore filmi açayım demiştim ve rastgele bu filmi açmıştım. Kız bu filmi anlata anlata bitirememişti. Buket'in bir zamanlar benim sevgilim olduğuna inanamıyorum, bu filme teşekkür ediyorum:D Filmin konusu şöyledi galiba zengin mi zengin bir çocuk mirastan pay alabilmesi için bir köyde parasız yaşaması gerekiyordu. O köyde tatlı bir kızla tanışıyordu falan, güzel filmdi yaa :D

-When I Turned Nine (2004): Bu ortaokul çocukları arasında geçen belkide ilkokul hatırlamıyorum çok sevimli bir film idi. Küçük kızın sınıfın ortasında yaptığı konuşma etkilemişti beni diye hatırlıyorum. Sevmiştim ben bu filmi ama çok hatırlamıyorum açıkcası:S

-Love Me Not (2006): Bu film yaaaaa. Hatırlıyorum bu filmi. Kör bir kız ile sahte abisi arasında yaşanan güzel bazen sinir bozucu şeyleri konu alıyor film. Buda mutlaka izlenmelii...

-My Girl and I (2005): Hep bir kızarkadaşım ile bu filmdeki gibi tatile çıkmak isemiştim, nasıl kıskanmıştım çocuğu:@ bu filmin orjinali bir japon filmi "dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum" bu ve japon versiyonu da izlenmeli.

-Lover's Concerto (2003): Bu filmi hatırlıyorum gibi iki tane kız vardı ve bir herif. Üçü yolda tanışıp biyerlere gidip sevgili oluyorlardı. Ben bu filmdeki bir sahneye çok ama çok üzüldüğümü anımsıyorum ama neydi unuttum:S güzel bir film olduğunu biliyorum ama.

-My Tutor Friend (2003): Gıcık zengin bir çocuğa özel ders vermeye giden bir öğretmenin komik anlarını anlatıyor. Filmdeki karaoke şarkılar çok güzeldi. Bunu seyretikten sonra 2.filminide izleyin oda japon bi kız koreli gıcık bir çocuğa özel japonca ders veriyordu. eğlenceli filmlerdi.

-Miracle on 1st Street (2007): Buda annecik'in en sevdiği Kore filmi:D Annem bu filmdeki minnik çocukların domates sahnesine bayılıyor. Nasılda ağlamıştı annecim ya kıyamam ona ben:D Hatta Kore'ye giderken bana para vermişti bu küçük çocukları bul onlara sahip çık diye hahaha:D oldu bulurum:D Film gecekondu mahallesinde geçen birkaç insanın farklı hikayelerini anlatıyordu. İşte o domates sahnesindeki minşk çocuklar, evinin yıkılmasını istemeyen boksu kız, kendini zengin olarak tanıtan fakir kız falan. Tam annelere göre bir film:D

-My Wife Is a Gangster (2001): Bu benim ilk izlediğim Kore filmiymiş ben sonradan anladım:D Ben bu filmi izlediğimde bunun Çin filmi olduğunu düşünüyordum meğersem Kore filmiymiş :S bu çok popüler bir seri Kore'de. Mafya babası bir kadının kızkardeşinin ölmeden önce tek istediği kızkardeşinin evlendiğini görmek oluyor ve böyle bir kadına damat ararken olaylar olaylar:D bu film çok eskiydi ama o romeo'nun evlenme teklif etiği sahne hala aklımda çok üzülmüştüm. Ben çok sevmiştim bu filmi.

-Love So Divine (2004): Kareşimle orak sevdiğim bir komedi filmi daha:D Kız çok tatlı bu filmde yaa:D şimdi filmdeki çocuk yeni mezun bir rahip. Gitiği kilisenin bahçesideki kız seksi mi seksi:D işte bu rahibi imam olarak düşünün e komik olayları varın siz düşünün :D

-My Boss, My Teacher (2006): Buda çok popüler bir komedi mafya filmi Kore'de. Ve çok güzel. bu sanırım 2-3 filmden oluşuyor. İlk film çok eski 2001 olabilir. Ama ben bu 2006 yapımı filmi çok seviyorum:D Şimdi koskoca mafya balalarının en büyük patronu bir alt mafya babasına diyor ki. Artık lise mezunu olmayan kişileri görmek istemiyorum buada:D Buda 30 lu yaşlarda üniforma giyip liseye gidiyorddu diploma alabilmek için.  Çok fena kopuğum sahneler vardı bu filmde ya. Dur yine iziyim bu filmi:D

-Beast and the Beauty (2005): Yaa bu film>.< Şimdi çirkin bir adam kör ama çok güzel bir kıza yardım ediyor. Bunlar bir şekilde sevgili oluyorlar. Çirkin adam bu güzel kıza hep süprizler güzel şeyler yapıyor. Ama birgün kızın gözleri açılıyor ve bu çirkin adam kızdan kaçıyor hep beni beğenmez falan diye. Bomba filmdi bu yaa:D

-Gangster High (2006): Lise yıllarında geçen çok sert bir film. Filmin atmosferi çok sağlamdı. O kötü roldeki koreli çocuğu nereden bulmuşlar tam bir piçti ya. Mafya, dövüş filmi sevenler kaçırmasın çok sağlam bir fimdi.

-Going by the Book (2007): Ben bu filmi çok seviyorum ya:D Şimdi bir polis düşünün namuslu ve aldığı her görevi eksiksiz yerine getiren falan. Birgün banka da tatbikat yapılacaktır ve her polise kura ile bir rol verirler. Bu bizim elemana da soygunda kendisine hırsız rolü çıkar ve oyunu "kitabına göre" oynayınca olaylar içinden çıkılmaz bir hal alır:D hani madem böyle bir görev var adam işini ciddiye alır. süper bir filmdi ya:D

-Heartbreak Library (2008): Filmi türkçeye çevirirsek Kırık Kalp Kütüphanesi. Filmdki kız, son günlerde kitaplara karşı zarar verilen bir kütüphanede çalışan bir kütüphanecidir. Bir gün, kitapların belirli bir sayfasını yırtan Koreli herifi iş üstünde yakalar. Kız kütüphanedeki zarardan dolayı onu suçlar, ama çok geçmeden hareketlerinin arkasında yatan karmaşık hikayeyi öğrenir. Durağan bir aşk filmiydi, ben severek izlemiştim bunu, yeni izlediğim filmlerden biri olduğu için aklımda hemen hemen.

-A Family (2004): Bir baba, bir abla, ve küçük bir erkek kardeşten oluşan bir ailenin dramatik öyküsünden bir kesit...Bu filmdeki kız çok güzeldi. O güzellikten başka pek bişey kalmamış aklımda, yıllar acımasız vesselam ama izleyin bu filmi, güzeldi.

-Highway Star (2007): Yine kardeşim ile pek sevdiğimiz bir film bu. Filmdeki şarkıya bayılıyoruz ve ezbere söleyebilioruz:D Film kısaca Kore'nin köyünden şehre şarkıcı olmak için gelen bir herifin komik hikayesini anlatıyor. Filmdeki şarkı:D

-Legend of 7 Cutter (2006): Bu film benim için çok çok özel bir film. Filmdeki kıza aşık olmuştum resmen. Filmden sonra internette kızı araştırddım eskiden oynadığı x-man good sunday isimli yarışma programını youtube da mı ne biyerde bulup izledim. Sonra bu kız çok popüler oldu malesef:/ filmin diğer bir özel kısmı Kore'ye gitmeden önce internete Koreli bir kızla konuşuyordum:D laf filmlere  gelmişti ve bu filmi söylemişim, ya bu filmdeki şarkı ne güzel dimi falan demiştim. O da bu filme bakmıştı aa bu film bizim okulda çekilmişti hatırlıyorum bu filmi demişti. Bu film Gwangju denen bir şehirde çekilmiş. Kız beni aldı götürdü bu okula. Gerçek gözle bakınca ne kadar farklı, okul bir hristiyan lisesiyi ve sadece kızlar girebiliyodu bu liseye ve etrafı meyva ağaçları falan, oysa filmde ne kadar farklıydı. Ve ilk  defa Koreli bir kızı bu film vesilesi iel öpmüştüm:D

-When Romance Meets Destiny (2005): Bu film adamı çatlatır. Tamam arkadaş kızdan hoşlandın bi açıl kıza be adam bi açıl. yani açılamıyorsan da birşeyler yap, hediye al, mesaj at, ondan hoşlandığını, ilgilendiğini belli et falan. sonra kız kabul ederse eder o da ilgilenir seninle, ilgilenmezse efendi gibi çekilirsin kabuğuna ama senin yaptığın nedir öyle:S hele kızın düğününe gidip o mikrofonu eline aldığın sahne:S izleyin:D

-Sex Is Zero (2002): Filmin adına bakıp ayy seksli meksli bir filmmi falan diyip burun kıvırmayın hemen:@ taam 1-2 o biçim sahne yok değil ama film Amerikan Pastası kıvamında. Çok komik bir film bu yaa. Bunun 2. filmide var ondaki heykel ve sandviç sahnesinde kopmuştum hani ev bizim olmasa kiracı olsak kesin evden atarlardı. Aksırana kadar gülmüştüm. Arkadaşlarla topluca izlemelik bir filmdi. Çok olmamakla birlikte açık sahneler var filmde ama "A Frozen Flower (2008)" ilmindeki gibi değil merak etmeeyin. Nasıl hayal kırrıklığına uğramıştım. O filmi tarihi film diye indirmiştim, ne filmi çıkmıştı, te Allam yaa:S

-My Sassy Girl (2001): Bu film o kadar popüler ki, çok fazla birşey yazmak istemiyorum.Dünya da en çok sevilen ve en çok bilinen Kore filmi bu diim geisini varın siz düşünün. Bir arkadaşınızı Kore sever yapmak istiyorsanız bu filmi vein gisin:D

-Brotherhood of War (2004): Kore'nin en büyük bütçeli ve en çok izlenen savaş filmi. İki kardeşin savaşa asker olarak katılmasını konu alıyor. Savaş filmleri beni çok etkiliyor, pek izleyemiyorum, birde bu filme utanmadan kardeş dramı eklemişler. O final sahnesi neydi öyle.

-Daddy-Long-Legs (2005): Kore deki çok ünlü bir masal kitaabının film uyarlaması. Kore'ye gidince Korece sınıfında kitabını okumuştum. Alla ala diyorum ben bu kitabın konusunu nereden biliyorrum, meğerse filmini izlemişim çook önceden:S Yalnız bir kızın esrarengiz yardımsever kahramanını anlatıyor kısaca özetleemek gerekirse.

-Daisy (2006):  Ortada bir seri katil bir polis birde güzeller güzeli Gianna Jun var gelde işin içinden çık

-Speed Scandal (2008): Son izlediğim Kore filmlerinden birissi, ailece izlenebilir. Yalnız yaşayan çok ünlü bir radyocunun aniden torunları olduğunu öğrenir falan filan. Güzel bir filmdi.

-Il Mare (2000):Film tam anlamıyla bir başyapıt. Beni, benden aldı. Götürdü o deniz kenarına, o güzel eve, o ulaşılamaz aşka. Posta kutusunun iki ucunda düğümlenen bir aşktı bu. Belki de sadece Il Mare'e özgü bir aşk. Kendime sormadan edemiyorum; Ben neden bu filmi daha yeni izliyorum? demiştim yıllar önce kendi kendime. O kadar sevmişim demekki.

-Marrying the Mafia 2 (2005): Birinci filmin oyuncuları oynamıyor ikinci filmde ama birinci filmin şöhretininde etkisiyle ilk filmden daha fazla, hatırı sayılır bir izleyici kitlesine ulaşmıştır.Tabi bir de serinin üçüncü filmi var. Ama şunu söylemeliyim kibu 2.filmi kardeşimle biz çoook ama çok seviyorum. Başroldeki top sakallı abiye hastayız:D Filmdeki mafya babası bir hatuna aşıkoluyor, onu tavlama çabaları falan...Hastasıyız bu filmin, çok komikti.

-Ride Away (2008): Üniversite birinci sınıf öğrencisi çok ama çok güzel bir kız varı bu filmde, okulunun yakınındaki eski kitap satan bir dükkanda çalışan genç bir adamla ilgileniyodu. Genç adam ona karşılıksız kalmasa da üç yıl önce geçirdiği bir trafik kazasından beri bilinçsiz yatmakta olan eski kız arkadaşını unutamamaktaydı. Bunların arasında güzel bir filmdi bu yaa. Sevmiştim, kızda çok güzeldi galiba:D

-Taare Zameen Par (2007): Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan bir çocuğun çevresi ve ailesi tarafından tembel gerizekalı muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı okula verildikten sonra resim öğretmeni ile tanışıyor. Resim öğretmenin ondaki farklılılığı görmesi ile olaylar farklı bir seyir alıyor. Son zamanlarda izlediğim en etkileyici yapım. Anne-babalar ve öğretmenlerin kesinlikle ve kesinlikle izlemesi gerek. Hikayenin anlatımı çok başarılı ve etkileyici. Küçük çocuğun oyunculuğu ise taktire şayan.
Hintliler renkleri kullanmakta ustalar bu filmde bunu bol bol görebilirsiniz. İzleyin ve izletin diyeceğim kalbur üstü bir yapım.

-Dolls (2002): Gerçekten izlediğim en iyi filmlerden biri. Aşk ve sadakat üstüne çok güzel bir yapım. Üç hikayeden oluşuyor ve her hikayede ayrı bir hüzün var. Çok fazla diyoloğun olmadığı film daha çok görsel bir anlatıma dayanıyor. Sonbahar sahenlerinin olduğu bölüm izleyicisine görsellik açısından tam anlamıyla bir ziyafet sunuyor. Şiirsel anlatımı, görsel anlamda sunduğu şölen, etkileyici hikayeleri ve müzikleri ile kesinlikle ama kesinlikle izlenilmesi gerektiğini düşündüğüm bir film. Özellikle ben dramaları severim diyenlerin kaçırmaması gereken yapımlardan birisidir.

-Oasis (2002): Bu film çok hastalıklı bir film ve kessinlikle herkese göre değil. Oyunculuklar inanılmaz ötesi. Özetle davranış bozuklukları nedeni ile ailesi ve toplum tarafından hep dışlanmış bir genç adam var bu filmde. Yıllar evvel bilinçsizce yapmış olduğu bir kaza sonucu bir adamın ölümüne sebep olmaktan hapis yatmıştır. Cezasını tamamlayıp dışarı çıktıktan sonra vicdan azabı ile ölümüne sebep olduğu adamın evine ziyarete gittiğinde, hiç beklemediği bir manzara ile karşılaşır. Öldürdüğü adamın sakat ve felçli bir kız kardeşi vardır. Bu adam bu felçli kıza kontrol edemediği ihtiraslarının kurbanı olarak tecavüz eder. Kız, maruz kaldığı bu şiddete rağmen ilk kez bir erkek tarafından arzu edilmiş olmanın tatminini yaşamaktadır. Kendisini ilk kez kadın gibi hissettiren bu adamın yolunu her gün izleyecek ve her ikisi de toplumun dışına atılmış bu iki genç arasında, duygu yüklü bir aşk başlayacaktır. Peki ya toplumu oluşturan dışarıdaki insanlar, böyle bir aşkı kabul etmeye razı mıdır? Bu film için tez falan yapılır aslında, bazı tabular yüzünden hiç aklımıza gelmiyor belki hep acımaklı baktığımızdan, o yatalak kadının da sevmeye sevilmeye ihtiyaçları olabilir falan filan. Böyle rahatsız bi film işte bu.

-Windmill Palm Grove (2005): Bu film iyi veya güzel bilemeyeceğim ama bu filmdeki violin yani keman müzikleri beni benden almıştı. Çok güzel müzikler var bu filmde ya..

-Sad Movie (2005): Bu filmi yapan, yazan, yöneten adamın Allah bin belasını vesin:@ Filmin türkçe adı hüzünlü film ya. Film hep bir hüzün dram üzerine kurulmuş. 4-5 farklı mutlu yaşamın nasıl boktan bir sona sürüklendiğini ve mutlu sonla bitmediğini izliyoruz. Bu filmi sevmek için ağır dram sevmek gerek yoksa insanın çok fena psikolojisini bozuyor bu film. Ben yaptım siz yapmayın dolar.

-Saving My Hubby (2002):Veloybol oyuncusu olan bir kadının kocası kayboluyordu bu filmde ve sırtında çocuğu ile Kore sokaklarında kocasını arıyordu. ilmin posterini görünce bu filmi çok izlemek istemiştim.

-200 Pounds Beauty (2006): Filmin şarkısı nasıldı mariaaa mariaaa:D Şişman tombul bir kızımız amliyatla çok pis kilo verir ve çokta güzelleşir. İşte bundan sonrakileri komik bir şekilde izliyoruz:D

-A Bittersweet Life (2005): Tutkunun ve yalnızlığın tadı var bu mafya filminde. Gece çekim sahneleri çok etkileyiciydi bu filmde.

A Dirty Carnival: Kapağını görünce bile dayanamıyorum, bu filmi kesinlikle izleyin.uzun zaman önce izlemiştim etkisi halen üzerimde.

-Spirit of Jeet Kune Do (2004): 25 yaş üstü benim jenerasyonun çok seveceği bir film bu. Bruce Lee filmleri ve çizgi romanlar ile zor dönemin şartları arsında büyüyen bir genç. Aile sounları, okul aşk sorunları. Hani kızı oturup gitarla söylediği bir şarkı var ya işte ona bayılıyorum ben:D ezberlemiştim. izleyin güzel film.

-Sunflower (2006): Bu benim çok sevdiğim bir filmdi. Sanırım sadece ben severim böyle abudik dubidik filmleri. Filmdeki çocuk eskiden bulunduğu bölgenin bir numaralı kabadayısı olarak biliniyordu. Uzun yıllar hapiste kalınca unutlmuş, mahallesi değişmiş, yeni nesil mafya babaları gelmiş. Zaten bizimkinin niyetide geçmişi unutup sıradan bir insan olarak hayatına devam etmekti. Alçak insanlar buna izin verir mi. Hani bizim Şener Şen'in oynadığı Eşkiya filminde diyor ya adam; bu evirde eşkiya kaldı mı babalık, eşkiya artık şehirde...He bunada böyle birşey diyip zarar veriyorlar ailesine. Bunun ağlama sahnesi sonra gecekondu çatısı ve oradaki yaşam çok güzeldi ya.

-Venus and Mars (2007): Bu filmdeki çift manyak yaa, kavga etmeelerine bayılıyordum ben bu filmde. Arkadaşım sevmemişti bu filmi, oysa ben çok sevmiştim. Zevkler ve renkler demek ki. hıh.

-Virgin Snow (2007): Bu filmdeki çocuk benim hayalimi yaşamış resmen yaa:D Koreli çocuk Japonya'daki bir liseye değişim öğrencisi olarak gidiyor ve Japon bir kız ile aşk yaşıyo tey tey tey. Bunu benim yaşamam lazımdı olom. Neyse güzel bir gençlik filmi bu:D

-Way Home (2002): Bu film nasıl da üzmüştü beni. hani derler ya küçük çocuklara el kalkmaz diye, burdakiçocuğu dövmek itemiştim :S insan o yaşlı kadına bunları yapmaz, yapamaz. bu filmiailece izleyin yaaa..lütfeeen.

-Wet Dreams 2 (2005): Buda Amerikan Pastası türü komedi filmi. Açık sahne yoktu hatırladığım kadarı ile, işte liseli kızların cinselliği merak etmesi falan üzerine kurulu bir film.

-Natalie (2010): Etrafına yıkılmaz duvar örmüş 3 kişi...Heykeltraş bir adam , sanat eleştirmeni bir adam ve modern dans öğrencisi çok güzel vücutlu genç bir kız. Bu üç kişi arasındaki aşkın ve sırların esrarengiz öyküsünü nalatıyor film ama bu film erotik bir film. Peki ne işi var bir erotik filmin burada derseniz bu filmde inanılmaz bir senaryo var. Hani filmin başındaki kızın nü pozlar vermesi ve sonra anlatılanlar oha be dedirtmişti bana ama tekararlıorum film fena erotiz içeriyo.

-Public Enemy (2002): Bu film sıradan bir katil bulma gerilimi gibi değil, katil zaten baştan belli. Özgün bir film, değişik bir tat. Aşırı argo ve küfürlü olduğunu hatırlatayım. Bu filmde polis pis bir herifin tekiydi, katil ise takım elbiseli iş adamı falan:D güzel filmdi yaa..O kadar çok sevilmişti ki devam filmleride çekilmişti bunun diye ahtırlıyorum.

-Windstruck (2004): Bu film harika bir knock on heavens door şarkısı ile başlıyor. Ve çok güzel bir film my sassy girl tadında. Arkadaşlarla falan izlenebilir.. güzel bir aşk/romantik/komedi/dram türünde bir film.

-A Man Who Was Superman (2008): Bu filmdeki adam kendini Superman sanıyordu demi ve başrollerde My Sassy Girl'ün güzeller güzeli hanım kızı vardı. Ben bu filmi sevmişim ve adamın hikayesine üzülmüştüm diye hatırlıyorum ama neredeyse hiçbirşey hatırlamıyorum film hakkında.

-A Moment to Remember (2004): Bu filmi normalde üst sıralara alırdım ama cılkı çıktı bee:D bide Özcan Deniz yeniden çekmiş bu filmi diye duymultum neyse Allah'a havale ediyorum kendisini :D İzlememişseniz hemen sus biyerden bul ve izle o kadar diyim:D

-Art of Seduction (2005): Ne garip eskiden bu filmin sadece başlangıçtaki sahesini tekrar tekrar izlerdim ama şimdi hiçhatrlamıyorum filmi, yıllar geçmiş üzerinden.

-Au Revoir, UFO (2004): Sevgilisi tarafından terk edilmiş, UFO'lara inanan ve onları gördüğünü söyleyen kör bir genç kızla, DJ olma heveslisi ve sürücülüğünü yaptığı otobüste sanki radyo programı sunan bir DJ gibi rol yaparak kaydettiği kasetleri yolculara dinleten bir otobüs şoförünün romantik hikayesi...Evet böyle kalıvermiş aklımda bu filmi, sevmiştim sankiben bu filmi.

-No Mercy for the Rude (2006): Bu filmde konuşamayan bir adamın hikayesi anlatılıyordu demi. Adam çok utangaç mıydı neydi ama mafyaların arasındaydı. Filmde çok harika replikler ve şiirler vardı. Bi abimle baya konuşmuştuk bu filmi. Herkese göre bir film değil.

-Oldboy (2003): Dünyan'nın en popüler Kore filmi:D Bu nasıl bir intikam be abi. Fazla anlatmicam gebermeden öne mutlaka izlyin. Bunun benzer senaryolu intikam serileri olan Sympathy For Mr. Vengeance 2002 ve Sympathy For Lady Vengeance 2005 filmlerinide listeye atın. Ne hasta filmler demi?:D

-Open City (2008): Güzel bir suç polisiye filmiydi bu ama o masum kızı bu filmde böyle görmek:S sonrada aynı kızı White Night isimli filmde öyle görmeek üzmüştü beni, yakıştıramamıştım kendisine.

-Jenny, Juno (2005): Bu filmde liseli çocuğun liseli sevgilisi hamile kalıyordu ve bunu ailelerinden gizlemeye çalışıyorlardı diye hatırlıyorum bu filmi ben.

-See You After School (2006): Salak mı salak bir çocuk lisede tesadüfi bir şekilde çete lideri oluyordu gibi bişeydi bu film.

-Baby and Me (2008): Bu filmde sert bir çocuğa bebek emanet ediyorlardı, o da bebekle ilgilenmek zorunda kalıyordu gibiydi sanki.

-Bravo My Life (2007): Emekliliğine az kalan bir adamın hikayesini anlatıyorlar. Ben bu filmi evmiştim baya diye hatırlıyorum.

-Eleventh Mom (2007): 11 yaşındaki birçocuğa babası üvery anne getirir. O üvey anne olan ilişkilerini anlatıyordu bu film.

-Innocent Steps (2005): Bu filmi kızlar çok seviyor sanırım:D Baleci olmak isteyen bir kız vardı bu filmde.

-Hot for Teacher (2006): Sınıfa çok seksi bir öğretmen geliyordu. Diğer öğretmenlerin ve öğrencilerin dibi düşüyordu ama harbiden seksiydi kadın be:D

-Herb (2007): Bu filmi  kardeşimle izlemiştik bayada sevmiştik ama hiçbirşey hatırlamıyorum ya. Çocuk polisti galiba:D

-Temptation of Wolves (2004): Buda gençlik filmi, liseli bir kız iki adamın arasında kalıyordu.

-Love At Sarangbang (2007): Ailece izlencek bir filmdi bu, dolandırıcı bir herife odalarını kiraya veriordu bir anne ile kız.

-Lovely Rivals (2004): Bu filmde orta okul öğrencisi bir kız öğretmenine aşık oluyordu, onu kıskanıyordu falan, eğlenceli bir filmdi.

-Madeleine (2003): Bu filmde yine güzel bir kız iki aşın arasında kaalyordu demi, yıllar yıllar olmuş bu filmi izleyeli. Bir bsiklet hatırlıyorum bu film ile ilgili:D

-Marathon (2005): Bu filmdeki oyunculuk o kadar iyiydi ki; imdb'den oynayan çocukğun gerçekten otistic olup olmadıgını kontrol ettim:)

-Wanee wa Junah (2001): Bu film çok manyaktı ya.Şimdi huzurlu huzurlu beraber yaşayan bir sevgili vardı filmde. Sonradan kızın üvey kardeşi çıkıyor ortaya ve bana kocaman oha dedirten bi olay:S nası anlatılır bilemedim.

-Chunhyangdyun (2000): Bu filmdeki aşk hikayesi ne güzel anlatılmış öyle demi .Sanki tiyatrodaymışsın gibi:D Filmdeki kızda maşallah ne güzeldi :S

-Secret (Bu neng shuo de. mi mi) (2007): Mutlaka izlenilmesi gereken bir tayland gençlik aşk filmi. Sakin ve sıcak başlayan film bir noktadan sonra öyle bir karışmaya başlıyor ki hayal ile gerçek bir birine giriyor. Ne olacak, neydi, nasıldı diye meraktan kendimi alamadım.

-A Tale of Two Sisters 2003: Bu filmin finalindeki benim hissettiğim şeyi sizinde hissetmeniz lazım. Yine benden kocaman bir oha çıkmıştı:D

-I'm a Cyborg, But That's OK (2006): Kendini robot sanan genç bir kız büyükannesini kurtarmak için çabalıyor ve aynı zamanda da enerjisini bitirmemesi gerekiyor. Hastanede tanıştığı çocuk da ona yardım etmeye çalışıyor. Kızın pilini bitirmemeye çalışmaları çok tatlıydı ya, çok farklı bir film.

-Road Home (1999) : Uzun süre önce izlediğim etkileyici bir yapım. Filmde geleneklerini ve ölen kişiye verilen kıymetin yansıtılışı izleyen birçok kişinin hafızasında yer edinmiştir. Çin'liler dramalarında ayrı bir tat var. Filmdeki kızın güzelliğine dikkat, film ayrı bir güzel zaten.

-Infernal Affairs (2002): Kurgusu ve oyuncularıyla mükemmel bir üçleme bu film.. Amerikan replikası "The Departed" idi. Çok güzel bir seriydi ya.

-Nobody Knows (2004): Filmi ifade etmek cok zor. Sadece izleyin. Terk edilmiş 4 çocuğun hikayesini anlatı

-3-Iron (bin-jib) (2004): Bu film aşkın konuşulabilir değil de, hissedilebilir olduğunu gösteren film..Ve bizdeki Nuri Bilge Ceylan gibi olan Kim Ki-duk isimli bir yönetmenin filmi. Bu filmi sevdim ve seviyorum ama bu adamın di,ğer filmleri sinirlerimi bozuyor, canımı sıkıyor. Mesela Seom 2000 isimli filmi İzlemek için sağlam sinirleriniz olması lazım. Bir an duvara çarpmış gibi olabilirsiniz. Sonr o üniversiteli kızı geneleve kapatıp bir ayna arkasından izlediği bad guy filmi. Ben ne bu Kim Ki-duk ne de Nuri Bilge Ceylan'ı sevmiyorum. Bu ikisini sevmeyene kıro, kültürsüz diyorlar biliyormusunuz:S ben kıro ve külürsüz olmalıyım:'(

-Tom yum goong (2005) Otele giriş sahnesinde tek sahnede yarım saate yakın adam dövedüğü yer var ya:D yeni nesil dövüş filmleri arasında en güzel sahneler bu filmde bence.

-Shutter (2004): Tayland yapımı korku filmi, bunu buraya niye yazdım sonunda harbiden sıçırdı be. Çok korkunç bir filmdi:D

-Zatoichi (2003): Bu film bir harika dostum. Kör bir kılıç ustasının kötü adamların eline vermesini anlatıyor film. Ama yönetmenin çekim tekniklerine dikkat o güzelim eski japon köyündeki çiftçilerin çapa yapma stilleri falan, filmdeki ayrıntılara dikkkat.

-Riki-Oh: The Story of Ricky (1991): Kulakları çınlasın Chuju nickli abimizle tamamen uydurmaca bir usülle biz türkçeye çevirmiştik bu filmi. Elimizde ne ingilizce altyazı var ne başka birşey. Baktık film kopmalık, bi oturduk uydurmasyon çevirdik filmi. O zamanlar benim nick name Kyle idi. Bizim Chuju çevirisi ile izleyin ve şapka çıkarın derim:P

-Summer Times (2009): Romantik-Drama tarzında bir yapım. Hikayesi iyi ilerliyor. Özellikle çekilen mekanları çok beğendim. Öyle çok çarpıcı olmasada iyi bir yapım. Beklentilerinizi yüksek tutmadan izleyin derim.

-Departures (2008): Ölümün bir son mu yoksa yeni bir yolculuğun başlangıcı mı olduğunu sorgulatan film, mükemmel bir drama. Japon sinemasının en iyi örneklerinden bir tanesi.Tavsiye edilir.

-3 Idiots (2009): Film herkesin en iyi olmaya çabaladığı bir okulda sistemi değiştirmeye çalışan bir öğrenci ve onun en yakın 2 arkadaşı. Başlarından geçenler, hayattan aslında ne istedikleri. Ranco karakterinin başrol oynadığı film dram ve komedi türünü en iyi şekilde harmanlayan filmlerden.

-Memories of Murder (2003): Bu filmi yapan adamı birgün biyerde yakalayıp köşede kıstırcam olum. Elimden kurtulamayacaksın. Film çok güzel, polisiye hikaye falan ok ama o nasıl final öyle, göt gibi kaldık ortada. Sonunu anlayan ulaşsın bana, çok sinirliyıim.

-Taipei Exchanges (2010): Kafe işletmeye başlayan iki kardeşin enterasan hikayesi. Biraz kafa dağıtayım, farklı bir şeyler izleyeyip iyi vakit geçireyim diyenlere tavsiye olunur.

-Au revoir Taipei (2010): Sevdiği kız Fransa'ya gittikten sonra onun yanına gitmek için Fransızca öğrenmeye başlayan bir çocuk. Kitapçıda çalışan bir kız. Sevgilisine karşı vurdum duymaz davranan polis memuru. Bao Abi ve onun birkaç adamın iç içe geçen hikayesi anlatılıyor.Sıkılmadan izleyeceğiniz tarzda bir yapım. Öyle çok komik değil ama hikayesi sürükleyici. Komedi unsurları biraz daha fazla olsa oldukça eğlenceli bir yapım olurmuş. Bu açıdan biraz zayıf kalıyor. Beklentilerinizi yüksek tutmassanız keyif alabilirsiniz. Çerez tabir edebileceğimiz filmlerden.

-The Raid: Redemption (2011): Son 10 yılda izlediğim en güzel aksiyon-dövüş filmi:-)

-Chilling Romance (2011): Oldukça iyi bir filmdi. Yeo-Ri , lisedeyken yaşadığı bir olay yüzünden hayaletleri görebiliyor. Jo-Goo ise sihirbaz. Yeo-Ri'yi görüp, ondaki farklılığı anlıyor ve iş teklif ediyor. Yeo-Ri, yanındaki insanların zarar gördüğünü bildiği için toplumdan izole etmeye çalışıyor kendini. Bu iki gencimizin yakınlaşması da filmin romantik kısmı.

-Bonus olarak mother diğer adıyla madeo filmini eklemekte sakınca görmüyorum. oldboy hatrına izleyin, izlettirin ve şapka çıkarın...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder